13 Haziran 2012 Çarşamba

Devrimden Sonra / Film


Yapım : 2011 Türkiye
Tür : Dram, Politik, Belgesel
Süre : 95 dk
Oyuncular : Mert Fırat, Fırat Tanış, Tanju Tuncel, Şerif Sezer, Levent Ülgen, Serdar Orçin, Aytaç Arman, Altan Gördüm, Ali Uyandıran, Belit Özükan, Selçuk Uluergüven, Metin Coşkun, Ender Yigit, Tuğçe Tanış, Engin Alpateş, Timur Ölkebaş, Erdinç Tok, Renan Bilek, Timur Acar, Ali Çatalbaş, Suna Selen, Bedia Ener, Emin Gürsoy, Orhan Aydın, Aysan Sümercan, Sevtap Özaltun, Murat Vanlı ve Halil Küreş
Yönetmen : Mustafa Kenan



Sosyalist İktidara sahip Türkiye'nin, Adalet görmemiş halkının devrimden sonraki yaşama adapte olma sürecini muhteşem bir dille anlatıyor film. Sosyalist devrimin faydaları Türkiye'de uygulanmaya çalışılsa da, her kesimden halkın bir şok içerisinde olumlu olaylardan dahi korkmasını, iyilikler karşısında şaşırmasını, inanamamasını komik olaylarla gösteriyor. 

Sosyalist Cumhuriyet'in Türk Halkını Nato'nun uşaklığından, patronların sömürüsünden, eşitsizlikten,  kurtarmasını, Sosyalizim karşıtlarının yeni düzene uyum sağlama çabalarını, acı- tatlı olaylarla ekrana yansıtıyor.

Filmde Devrim Hükümetinin Eğitim Bakanının yaptığı konuşmaya hayaran kaldım. O konuşmayı kaydedip şuanki Milli Eğitim Bakanına göndermek lazım diye düşünüyorum. Zenginlerden, parası olanın okuyabilme hakkının elinden alındığı sistemi bir filmde de olsa görebilmeleri için..

Devrimden Sonra'da; Yetkili Polis memuru, hem yazar, hem de Üniversitede Hoca olan çok değerli bir düşünürü öldüren gence:  '18 tane kitap yazan adam öldü, 2 tane kurşun sıkan adam hayatta.Bu nasıl iş? Sen hayatında 18 tane kitap okudun mu acaba?' diye bir soru yöneltiyor... Bence çok önemli bir soruydu bu, Türkiye'nin  acı gerçeğini gözler önüne seren, okumayan gençleri ifade eden. Okuduğum kitapları kitapseverlerle paylaşmak için açtığım bu bloga rağmen bir yerlerde hayatı boyunca kitap okumamış insanlar var . İşte bu soruda o insanlara sorulmuş..

Öyle derin bir soru ki, içinde binlerce gerçeği barındıran..  O soruda cahillik , cahilliğini gizleyemeyen eğitimsiz gençler, bağnazlıktan çıkamayan, kendini vatansever sanıp ülkesinin çıkarının ne olduğunu bile göremeyen gerici zihniyet gizli. Filmdeki en sevdiğim sahne bu konuşmaydı.

Gördüğüm tek olumsuzluk ise, Sosyalizmde elektrik, su, doğalgaz gibi hizmetlerin ücretsiz olduğunu yaşlı bir kadının yaşamını örnekleyerek anlatmak için 15-20 dakika ayırmış olmalarıydı..

Film bittikten sonra ekranda çıkan oyuncuların isimleri de alfabe sıralamasına göre verilmiş. Yani, Sosyalist film başrol gözetmeden eşitliği orada da sağlamış :)

Türkiye siyaseti çerçevesinde çekilmiş filmler arasında konu olarak ilki olduğunu düşündüğüm bu harika Filmin yapımcısı olan Nazım Hikmet Kültür Merkezine kendi adıma, bu harika film için teşekkür ediyorum.


 
(Düşlerdeki, Ütopik Türkiye'yi anlatan bu filmi, Yevgeni İvanoviç Zamyatin'den okuduğum Biz'e benzettim.. Onu da herkese tavsiye ediyorum. Yorumum şurada

3 yorum: