29 Nisan 2012 Pazar

BİZ / Yevgeni ZAMYATİN




G. Orwell ve A. Huxley gibi yazarların öncüsü ve esin kaynağı olan Zamyatin, onlardan çok daha önce yazdığı Biz ile totalitarizm tehlikesine işaret ederek, anti-ütopyayı radikal bir eleştiri silahına dönüştürmüştür. Bütünlüklü, bitmiş bir topluma karşı olan Zamyatin Biz’de, böylesi bir toplumun olumsuzluklarını anlatır. 26. yüzyılda geçen romanda insan doğadan ve kendi “ben”liğinden koparılmış, “Biz”leşerek teknolojiye ve bürokratik devlete teslim olmuştur. Kişisellik yoktur... İnsanların adları değil, numaraları vardır. Saydam, cam duvarların arkasında yaşayan insanların her dakikası devletçe belirlenmekte, denetlenmektedir. Erkek ve dişi numaralar yalnızca, izin belgeleriyle önceden belirlenmiş sevişme saatlerinde birbirlerini ziyaret ettikleri zaman perdeleri indirme hakkına sahiptirler. Zamyatin “gerçek edebiyatın güvenilir ve gayretkeş görevliler tarafından değil, ancak aykırı ve asi ruhlular, çılgınlar ve hayalciler tarafından gerçekleştirilebileceğini” savunarak resmi görüşlere karşı çıkmış, kuşağının en radikal isimlerinden biri olmuştur. (Arka Kapak Tanıtımından)
Büyük Birader insanlara ne özgürlük ne de mutluluk vaad etmektedir, hiç kimse için kurtuluş yoktur. Zamyatin'in getirdiği tartışma ise düşünen ve hayal eden insan için özgürlük ve mutluluğun özdeş kavramlar olduğudur.( ... ) Özgürlük mutsuzluğa gebe olmak zorunda değildir Zamyatin'de. Başkaldırmak, alışılagelmiş olanla mücadele etmek acı verir gerçi ama 'dünü bugün, Bugünü de dün olarak yaşamak daha zordur. Zamyatin'in ütopyası kesintisiz bir mücadeledir; bugüne daima yarının gözüyle bakarak, kendi kurduğunu, kurumlaşmaya başladığı andan itibaren yeniden yıkarak sürdürülen bir mücadele. Ütopya, Zamyatin için bir ufuktur; ona sürekli olarak yaklaşılır ancak varılamaz. 'Vardık', teslim olmaktır, gerçek sorular ise 'Neden' ve Peki sonra ne olacak?' tır.  Bülent Somay - ÖNSÖZ'den.
Bir Makalede Adını Duyduğum Biz'i okumaya karar verip satın alamk üzere internete girdiğimde 'Ölmeden Önce Okunması Gereken BinBir Kitap' arasında olduğunu gördüm.
Ki; kesinlikle ölmeden önce okunması gereken bir kitap Biz. Ne sürükleyici bir hikaye, ne etkileyici karakterler, ne de akıcı bir olayın anlatıldığı bir kitap bu. Belki ilk sayfalarda sıkılıp elinden bırakacaklar bile olabilir. Ancak ben; 1920'de yazılan bir kitabın yazarının, geleceği nasıl düşlediği, nasıl o kadar ileri bir hayal gücüne sahip olduğunu görmek ve şaşırmak için okunmalıdır.
Zamyatin'i ben bizim Nazım Hikmet'e benzettim. Ülküsü ve düşüncesi için hapislerde yaşamaış, yazmış, sürülmüş, yine yazmış ama öldükten sonra dahil ülkesinde unutulmamış, Dünya çapında bir nam kazanmış. Ancak ne yazıkki yaşarken özellikle sürgün yıllarında Paris'te çok fazla sefalet ve fakirlik çekmiş buna rağmen düşüncelerini savunmaktan dönmemiş, her zaman 'En son Devrim Yoktur' demiş.
Biz'de yazarın kurduğu dünya bugünün bilim kurgu filmlerine konu olacak cinsten. Yaşadığımız tarihten binlerce yıl sonrasını kurgulamış 1920'de ve cam duvarlarla kaplanmış bir sehir yaratmış. İnsanların hepsinin tek tip olduğu. Başlarında Velinimet Adında bir yönetici olduğu ve petrolden elde edilen kapsül yiyeceklerle beslenilen. Hiç kimsenin isminin olmadığı herkesin bir sayı ve kod numarası olduğu bir dünyada, cinsel birleşme bile idarecilerden alınan pembe bir kupon ve izin ile gerçekleşiyor. Kim, kim ile birleşmek istiyorsa gidip idareye kayıt ettiriyor ve onların onay verdiği gün ve saatte, onların onayladığı süre kadar birlikte olabiliyorlar. Hamile kalmak ise yasak, kalan olursa doğumdan sonra gaz odasında öldürülüyor.

Bu dünya öyle bir dünya ki, herkes her şeyi aynı saatte yapmak zorunda, sabah çalan zil ile herkes aynı saatte uyanıp aynı tempoda yürüyerek işe gidiyor, işte aynı ritimle çalışarak, çalan zil ile herkes aynı saatte öğle yemeğini yiyor ve yürüyüş saatinde herkes aynı yönde aynı adımlarla yürüyor, hizadan çıkan olur ya da yasak bir şey yapan olursa hemen koruyucular tarafından yakalanıyor.

İşte bu düzeni, bu ritmi yüzyılların sonunda ulaşılmış mutluluk olarak nitelendiriliyorlar. Ve bu düzenin içinde, bu düzene isyan eden bir grup insan çıkarak, özgürlüksüzlüğe başkaldırıyor, dış dünyaya açılan cam duvarı havaya uçuruyorlar, camın dışındaki kuşlar, dallar yapraklar bu dünyaya giriyor, düzen bozuluyor, her şey birbirine karışıyor ancak; Velinimet'in koruyucuları herkesi bir operasyondan  geçirerek amilyat ile Beyinlerindeki Düç Gücünü alıyor, isyan çıkaranlar Gaz Odasında Öldürülüyor, herkes aynı kurallar bütünü hayatına dönüyor ve kitabı not aldığı günlüklerle oluşturan D550 sayılı insan bile günlerce kendini, düzeni, mutluluğu, özgürlüğü sorgulayıp bir aşkın peşinden devleti tümden yıkmaya yeltenmiş olsa da nihayetinde ameliyatla düş gücü alınarak yeniden Tek Devlet vatandaşı haline getiriliyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder