21 Ekim 2012 Pazar

Uyuyana Kadar / S.J. Watson



 

Anıların sana kim olduğunu söyler.

Ya her akşam uyuduğunda anıların kayboluyorsa?

Adını, kimliğini, geçmişini, hatta sevdiğin insanları, hepsini
bir gecede unutuyorsan,

Ve güvendiğin tek insan sana gerçeğin tamamını anlatmıyorsa...

Christine’in hayatına hoş geldin…


Kesinlikle şimdiye dek okuduğum en iyi ilk roman. Tess Gerritsen

Uyuyana Kadar müthiş, sarsıcı bir roman. İnsanı derin, karanlık ve rahatsız edici sulara çekiyor. Bir yandan kimlik ve belleğin anlamı üzerine karmaşık sorulara değinirken, bir yandan da eğlendiriyor.
Los Angeles Times

Yazar Hakkında
S.J. Watson Midlands’de doğdu. Birkaç yıl NHS’de (Ulusal Sağlık Hizmeti) çalıştı. Londra’da yaşıyor. 2009’da Faber Akademisi’nde katıldığı “Roman Yazma” kursunun ürünü Uyuyana Kadar oldu. Kitabın hakları 42 ülkeye satıldı, tüm dünyada 1.000.000’dan fazla satışa ulaştı. Galaxy Ulusal Kitap Ödülleri’nde en iyi polisiye-gerilim kitabı ödülünü ve İngiliz Polisiye Yazarları Derneği (CWA) John Creasey Hançer Ödülü’nü kazandı. (Arka Kapak Tanıtımından)

Yorumum:

Sabah gözlerinizi açtığınızda tamamen yabancı bir odada, hiç tanımadığınız bir erkekle aynı yatakta yattığınızı görseniz. Korku içinde çıktığınız odadan banyoya koştuğunuzda aynadaki yansımanızda kendinizi sandığınızdan 20 yıl yaşlı görüp tanıyamasanız. Bedeniniz size yabancı gelse.. Yüzünü asla anımsamadığınız bir adam size 50 yaşında olduğunuzu, birbirinize aşık ve yıllardır evli olduğunuzu söylemesine rağmen bunların hiçbirini bilmediğinizi düşünseniz.. Banyo aynasına ispat niteliğinde yapıştırılmış yıllar öncesine ait fotoğraflar olmasına rağmen siz o fotoğrafların hiçbirini çektirmiş olduğunuzu anımsayamasanız.. Çığlıklar boğazınıza kadar gelip beyninizi allak bullak eden durum karşısında bomboş bir zihin ile çaresizliğin ızdırabını yaşasanız..Ne yapardınız?

Christine bunu her gün yaşıyor.. 20 yıldır kim olduğu ve nerede olduğuna dair hiçbir şey bilmediği bir güne başlıyor. Sonra eşi tarafından günü kurtaracak detaylarla yaşamını her gün, bir günlük bilgilerle devam ettiriyor. Ve her gün, öğrendiklerini gece uykuya dalınca unutuyor. Uyuduğunda tüm bildiklerini saklayacak olan belleğine rağmen kendine, hayatına dair sorular soruyor. Bildiği her şeyi sadece uyuyana kadar hafızasında tutacağını bile bile..

Hafızası anılarını derinlere saklamış bir Amnezi hastası olan Christine'in zihninde zaman zaman şimşek gibi çakan görüntüler belirdikçe, geçmişe dair anlar aklına düştükçe, bazı isimler kendiliğinden diline geldikçe, bunlara dair eşine sorduğu sorular, aklında canlanan görüntülerle örtüşmedikçe bir yerlerde bir yalan olduğunu hissedip ertesi gün bu şüphesini bile unutuyor. Ta ki, ona yardım etmek isteyen bir doktor ile karşılaşıp, her gün öğrendiklerini, kocasının kendine anlattıklarını, kendi hatırladıklarını yazdığı bir günlük tutuncaya kadar..
 
Her gün, anlatılan yalanları, öğrendiği gerçekleri, hatırladığı doğruları uyumadan önce günlüğüne yazarak, ertesi gün kocasına güvenmemesi gerektiği gerçeğiyle yeni gerçekler bulmaya çalışan, hem zihniyle, hem kendiyle mücadele eden Christine, bu hale nasıl geldiğini, kim olduğunu, kendi gerçeklerini günlük hafızasıyla bulabilecek mi?
 
Bu soruların cevapları soluk soluğa okuduğum, Christine'nin gerçeğini öğrenmeden elimden bırakamadığım, S.J. Watson'un ilk romanı Uyuyana Kadar'da...



Okuryatar'daki yazım


7 yorum:

  1. ilginç bir konu. etkileyici gözüküyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süperdi Elif, elimden bırakamadım, yolda gelip giderken bitirdim neredeyse:)

      Sil
  2. Paylaşım için sağol.listeme ekledim

    YanıtlaSil
  3. Konusu çok ilgi çekici :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten konusu bitirdi beni de, 50 ilk öpücük diye bir film var, izledin mi?
      Kitabın arka kapağını okuyunca, aklıma o film gelmişti, o filmin trajedi hali bu kitap...

      Sil
  4. Konusu baya bi değişik, blogumda sana bir süprizim var bakar mısın?

    YanıtlaSil